Kırşehir ve İlçeleri Kültürel Web Tanıtım Sitesi
  Mili Mücadele Dönemi
 

2 - Milli Mücadele Öncesinde Kırşehir ve ilçelerinde Kurulan Milli Dernek ve Cemiyetler

 

Milli Mücadele yıllarında Kırşehir'de kurulan dernek ve cemiyetlerde aktif olarak çalışan Lütfi Müfit Bey, daha önce Mustafa Kemal Paşa ile Şam'da bulunmuş ve Mustafa Kemal Paşa'nın, II.Abdülhamit’in baskıcı yönetimine karşı burada kurduğu "Vatan ve Hürriyet Cemiyeti"ni desteklemiştir.

 

Lütfi Müfit Bey Şam'da, M. Kemal Paşa ile son derece samimi ilişkiler içinde bu­lunmuş ve samimiyetlerini, birlikte çektirdikleri bir resim ile ebedileştirmişlerdir. Bu sami­miyet uzun yıllar devam etmiş ve soyadı kanununun kabulünden sonra Lüfti Müfit Bey'e "Özdeş" soyadı M. Kemal Paşa tarafından bizzat verilmiştir.

Milli Mücadele'ye hazırlık döneminde Kırşehir'deki etkili kişiler arasında öğretmenlerin de önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Mucur'da M. Kemal Paşa'nın karşılan­ması sırasında ailesi ile birlikte törene katılan öğretmen Servet Fikret Hanım, Ömer Ay­dın (Geç) Bey, Öğretmen Cevat Hakkı Tarım Bey, Habip Arıöz ve Tayyip Bey gibi öğret­menler milli birlik ve beraberliğin oluşmasında önemli roller oynayan seçkin kişiler ola­rak görülmektedirler. Nitekim bu yurtsever kişiler, Kırşehir'deki dernek ve cemiyetlerin    çalışmalarında da aktif görevler üstlenmişlerdir.

 

a) Kırşehir Gençler Derneği

 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması hükümleri gereğince terhis edilen asker ve subaylar yörelerine dönmüşler, fakat Milli Mücadele'yi bırakmaya­rak işgal bölgelerinde başlayan Kuva-i Milliye hareketine katılmışlardır. Kırşehir gibi he­nüz işgalin söz konusu olmadığı yerlerdeki gençler ise, milli egemenlik ve bağımsızlık gibi duyguların etkisi ile sosyal ve siyasal çalışmalar yapmak istemişlerdir. işte, terhis edilerek Kırşehir'e dönen ve yenilgiyi asla kabullenmeyen Kırşehirli gençler, 1918 yılı Şubat ayında on kişilik bir heyetle "Kırşehir Gençler Derneği" adıyla bir dernek kurarak derhal çalışmaya başlamışlardır. Birinci Dünya Harbi sonrasında Kırşehir'de böyle bir derneğin kurulması ve hemen çalışmalara başlaması, Mustafa Kemal Paşa'nın Kırşe­hir'e gelişlerinde, dernek binasını ziyaretleri sırasında, dernek yöneticilerinin Mustafa Kemal Paşa tarafından övgüye değer görülerek takdir edilmelerine neden olmuştur. Ni­tekim Mustafa Kemal Paşa bu takdirlerini, dernek hatıra defterini kendi el yazılarıyla im­zalayarak belgelemiştir.

 

Kırşehir Gençler Derneği'nin yöneticileri ise, Reis Garipoğlu Reşat (Özdeş), Ge­nel Sekreter Mustafa Hilmi (Nural), Muhasip Üye Mehmet Fevzi (Saçak), Üye Cevat Hakkı Tarım, Üye Mehmet Tayyip (İhtiyaroğlu), orman memuru Katıcıoğlu Ahmet Bey, vergi dairesi veznedarı M. Sıtkı (Doğu) Bey ve daha dört kişiden meydana geliyordu. Bu dernek; İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesinden (15 Mayıs 1919) itibaren baş­layan saldırı ve diğer siyasi gelişmeler konusundaki haberleri, telgraf ve gazeteleri der­nek binasına asıyor, halkı bilgilendirerek aydınlatmaya çalışıyordu. Dernek üyeleri, ge­rek kendi aralarında, gerekse halka karşı düşüncelerini şöyle ifade ediyorlardı: "Bastı­ğın toprak senindir, ona sahip ol. Bu toprak, bütün Anadolu ve Rumeli'deki toprakları­mızdır. Düşmana boyun eğmek yok, istiklal uğruna ölmek var". Dernek, ülkenin genel durumu hakkında halkın haber almak için sık sık uğradığı bir merkez haline gelmişti. Bu dernek, Kırşehir halkı üzerinde milli duyguların gelişmesinde, vatan ve bağımsızlık ko­nusunda ve Mustafa Kemal Paşa'ya gösterdikleri bağlılıkla, Kırşehir halkının Milli Müca­dele'ye destek olmasında önemli bir rol oynamıştır.

 b) Kırşehir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

 

Kırşehir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Müftü Halil (Gürbüz) Bey başkanlığında ku­rulmuştur. Reis Halil (Gürbüz) Bey başkanlığındaki bu cemiyet, ilk önce çalışmalarını Medrese binasında yürütmeye başlamış, daha sonra Kale'deki idadi (Lise) binasında sürdürmüştür. Bu cemiyetin şube reisi Haydar Bey olup, cemiyet, Ömer Aydın (Genç), Mehmet Ağa, Nurullah Efendi, Hacı Nuri Efendi, Molla Mustafa (Akça) , Hacı Hidayet Efendi gibi üyelerden oluşuyordu. Cemiyet, Kırşehir ve yöresinde milli mücadeleye tam destek vermiş ve kendi bölgesinde son derece etkili bir çalışma yürütmüştür. Cemiyet üyeleri, Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti'nin Kırşehir'e gelişleri sırasında her türlü çalışmayı yaparak, Milli Mücadele önderliğinin o günün şartlarına göre en uygun şekil­de ağırlanmasını sağlamışlardır. Buna ek olarak, Kurtuluş Savaşı sırasında ihtiyaç du­yulan malzeme ve teçhizatın toplanmasını, devlet düzeninin olmadığı bir ortamda sivil ve askeri işlerin başarıyla yürütülmesini sağlamıştır. Ayrıca, İstanbul Hükümeti yanlısı olarak görev yapan Ankara Valisi Muhittin Paşa'nın Kırşehir'e müdahale etmesini önle­mişler ve halkın milli mücadele bilincini sürekli olarak canlı tutmuşlardır.

 

 c) Mucur Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

 Mucur Kaymakamı A. Cevat (Akın) Bey'in başkanlığında kurulmuş bir cemiyettir.Bu cemiyet Kaymakam Cevat Bey'in başkanlığında, Belediye Reisi Derviş (Dündar) Ağa, Ağa'nın Mustafa (Aksoy Efendi, Hacı Fakı'nın Nari (Sarıoğlu) Efendi, Köse Va­izi'nin Ahmet (Canatan) Efendi, Hacı Şakir'in Süleyman Efendi tarafından kurulmuştur. Bu cemiyet ilk iş olarak, İstanbul’da bulunan Damat Ferit Paşa Hükümeti'ni tanımadık­larını bildiren bir telgrafı, Ahmet Canatan imzasıyla Bab-ı Ali'ye göndermiştir. Cemiyet üyeleri köylere kadar giderek, cemiyetin şubelerini açmaya ve ülkenin içinde bulunduğu durumu anlatmaya çalışmışlar, Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti'ne içtenlikle des­tek vermişlerdir. Mucur Kaymakamı ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi A. Cevat Bey'e bu tür çalışmalarından dolayı, önce Mucur'da ve daha sonra da görev yaptığı Sungur­lu'da "Fahri Hemşehrilik" verilerek onurlandırılmıştır. Ayrıca kendisine, Kurtuluş Savaşı’ndaki üstün gayret ve çalışmalarından dolayı "Kırmızı Şeritli İstiklâl Madalyası" veril­diği de ifade edilmektedir.

 

Mucur'da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nden başka, İzmir’in işgali üzerine Mu­cur'dan çekilen bir protesto telgrafında, "Mucur Cemiyet-i İslamiye Milli Heyeti" adıyla bir başka cemiyetten bahsedilmekte ise de, böyle bir cemiyetin varlığına dair başkaca bir kaynağa rastlanamamıştır.

  

d) Kaman Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

Bu cemiyetin başkanı, yörede Bektaş Oğlu Ali diye tanınan Hacı Ali Bektaş Ağa'dır. Bu cemiyet, Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti'nin 25 Aralık 1919'da Ka­man'da karşılanması çalışmalarını yürütmüş, Mustafa Kemal Paşa da o gece cemiyet reisi Hacı Ali Bektaş Ağa'nın evinde misafir olmuştur.

 

Kaman Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti de Anadolu'da başlayan milli mücadeleye des­tek olmuş ve Kaman halkında milli birlik ve beraberlik duygularının gelişip pekişmesine de yardımcı olmuştur.

e) Çiçekdağı ilçesinde Milli Faaliyetler

 Çiçekdağı ilçesinde de bir milli örgütlenmenin olduğu ve Çiçekdağı halkının "Va­tanımızda bir fert kalıncıya kadar ve memleket harabe zar halini alıncaya kadar devam­la ve saadet-i millimiz uğruna çalışmaya azmettik" şeklinde bir ifadenin, irade-i Milliye gazetesinde yer almış olmasından anlaşılmaktadır. Çiçekdağı Müftüsü Hayrullah Alp Efendi de milli mücadele yanlısı olduğundan Yozgat ve dolaylarından başlayarak, Meci­diye (Çiçekdağ) sınırına kadar yayılan Çapanoğlu isyanına karşı yörenin huzur ve gü­venliğini sağlama yolunda gösterdiği üstün gayret nedeniyle, Mustafa Kemal Paşa tara­fından gönderilen bir telgrafla tebrik edilmek suretiyle onurlandırılmıştır. Bu arada T.B.M.M. Hayrullah Bey'den, asker toplayarak beldenin güvenliğini de sağlamasını iste­miş ve Mecidiye'yi kendisine emanet etmiştir. Ayaklanma bölgesi Yozgat'a sınır olan Mecidiye ilçesinin Belediye Başkanı Necip Bey, 14 Haziran 1920'de isyancıların Çiçek­dağı'na yürümeleri üzerine, ilçede bulunan otuz üç jandarma ile asileri durdurmanın mümkün olmadığını, bir subay ve bir erin dışındaki jandarmaların kaçtığını, bölgeye Nevşehir jandarmasının yardıma gelmesini veya halktan milli kuvvetler kurulmasının ge­rektiğini belirten bir telgrafı Genel Kurmay Başkanlığı'na çekmiştir.

 

Çiçekdağı Belediye Başkanı Necip Bey'in bu telgrafına karşı, TB.M.M. Reisi Mus­tafa Kemal Paşa, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi ismet Paşa imzası ile gönderilen 16/17.06.1336 (1920) tarihli telgrafta: "Mecidiye Belediye Reisi Necip ve Müftü Hayrul­lah Efendilere:

 

"Salâ bet ve metanetinize ve memleketi muhafazada gösterdiğiniz sebat ve gayre­te teşekkür ederiz. Araca şayan-ı itimat kimselerden miktar-ı kafi jandarma kayd ediniz ve mesarifini mal sandığından veya bir mahalden istikraz ederek tesviye ediniz. Devle­tin borcudur. Hemen tesviye olunacaktır.

 

Kaymakamlığı vekaleten biriniz deruhte eyleyiniz. Yıldığınız ustanın ne kadar kat' i bir surette te'dib olunduğunu bir iki günde görülecek ve zât-i âlileri Mecidiye büyükleri gibi kemal-ı metanet ile hareket edenlerin kadr ve şerefi anlaşılacaktır. Telgraf teli ile ir­tibatı muhafaza ederek her altı saatte bir vilayete ahvalden ma'lumat veriniz" emri veril­miştir.

 

Telgraf metninden anlaşılacağı üzere, Çiçekdağı Müftüsü Hayrullah Bey'den kay­makam vekilliği görevini de yapması istenmekle, Milli Mücadele'ye Çiçekdağı beldesi adına yetkili olarak destek olması sağlanmış oluyordu.

 

Yozgat ve yöresinde başlayan Çapanoğlu isyanının büyüklüğü ve gerekli önlem alınmadığı takdirde Çankırı ve Çorum'a kadar da yayılabileceği hususunda 16 Haziran 1920'de Genel Kurmay Başkanı Albay İsmet (İnönü) bu ayaklanmaları bastırmak için o sırada Çerkeş'te bulunan Albay Refet (Bele) Bey'e yazdığı telgrafta: "Yozgat düştükten sonra Çorum ve Çankırı'nın da tehlikeye düşmesi muhtemeldir. Bunlar da düşerse kargaşalık çok genişlemiş olur. Çerkeş'te toplanan kuvvetle Çankırı'ya hareket gereklidir. Ne vakit hareket edeceğinizi bildiriniz. Ethem kuvvetleri 18 Haziran akşamı Ankara'da top­lanabileceklerdir" diyerek isyanın boyutları hakkında aydınlatıcı bilgiler vermektedir.

  

Yozgat'taki isyan konusunda ise Kırşehir Milletvekili Rıza Bey ve Trabzon Millet­vekili Hüsrev (Gerede) Bey 17 Haziran 1920 tarihinde TB.M.M.'ne gönderdikleri ortak telgrafta: "Yozgat ayaklanması Ankara Valisi Yahya Galip Bey'in idaresizliği, belki de dü­zenlediği fesat yüzünden çıkmıştır" diyerek, bu konudaki görüş ve düşüncelerini dile getirmişlerdir.

 

Yozgat'taki Çapanoğlu isyanının bastırılması hakkında Genel Kurmay Başkanı İs­met (İnönü) Bey'in Çerkez Ethem Bey'e yazmış olduğu telgrafta: "Akdağ Madeni, Yoz­gat, Alaca isyancıların; Yenihan, Tokat, Mecitözü, Çorum, Sungurlu, Keskin ve Mecidi­ye bizim elimizdedir" demektedir. Böylece Çapanoğlu Celal Bey'in başında bulunduğu isyancıların, Kırşehir'de taraftar bulamadığı ve Çiçekdağı sınırlarında durdurulmuş oldu­ğu anlaşılmaktadır. Bu sırada isyan i bastırmak için bölgeye gelen Kılıç Ali Bey'e, Çapa­noğlu Celal Bey tarafından gönderilen mektupta; "Halife ordusunun maksadı Mustafa Kemal ile yedi arkadaşını yakalamaktır. Kırşehir Mebusu M. Rıza Bey ile temas ve mu­habere halindeyiz. Kırşehir üzerinden Ankara'ya yürüyeceğiz" şeklinde bir ifade kullan­mışsa da, bu ifadenin doğruluk derecesi şüphelidir. Çünkü, Kırşehir Mebusu Rıza Bey, TB.M.M. tarafından Trabzon Milletvekili Hüsrev (Gerede) Bey ile birlikte, bu isyanın ge­nel durumu hakkında tespitlerde bulunmak üzere bölgeye gönderildiği gibi, TB.M.M. Başkanlığı'na çekmiş oldukları telgrafta, isyanın büyümesinin sorumlusu olarak Ankara Valisi Yahya Galip Bey'i göstermişlerdir.

 

Görüldüğü gibi Çiçekdağı halkı; Müftüsü (Kaymakam Vekili) ve Belediye Başkanı ile isyana, isyancılara karşı koymuş, TB.M.M.'nin yanında yer almış ve Kırşehir üzerin­den Ankara'ya yürümek isteyen Çapanoğlu'nun planlarını bozarak başarısız kalmış, böylece milli mücadelenin kazanılmasında önemli bir rol oynamıştır.

 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol